Ayten’in amcasının kızı, yetim bir çocuk olduğu için evlatlık olarak Amcam dediği Hulusi bey tarafından büyütülmüş Avrupa da tahsil görmüştür. Hulusi bey‘e minnet duymaktadır.
Her akşam yarım bardak rakı içtiği için arkadaşları tarafından bu lakap verilmiştir. Mert dürüst, sözünün eri bir adamdır, Ayhan’ın en büyük yardımcısı, dert ortağıdır.
Katilin Kızı, Osman F. Seden’in senaryo ve yapımcılığın üstlendiği, Zafer Davutoğlu’nun yönettiği, Fecri Ebcioğlu’nun müziklerini yaptığı, 1964 yapımı Türk filmidir.
Fabrikada işçi olarak çalışırken fabrika sahibinin kızın Ayten’i sever, evlenmek için babasından izin isterler fakat Servet avcısı suçlamalarına maruz kalır, evlenmelerine izin vermez, iki sevgili birlikte kaçarlar, Karısı doğum yaparken ölür, kızı Oya yı Yarım bardak Süleyman ile birlikte büyütürler bu arada fabrikatör Hulusi bey torununu almak için dava açmaktadır. Gül‘ün yurtdışından gelmesi ile olaylar değişmeye başlar. Okumaya devam et “Ayhan (Karakter) Ayhan Işık – Katilin Kızı (1964)”
Ayhan Işık (asıl adı Ayhan Işıyan) (d. 5 Mayıs 1929, İzmir; ö. 16 Haziran 1979, İstanbul), “Taçsız Kral” lakaplı Türk sinema oyuncusu, yapımcı, yönetmen, senarist, ses sanatçısı ve ressam.
Ayhan, 1929 yılının 5 Mayıs sabahı altı çocuklu Selanik göçmeni bir ailenin son çocuğu olarak İzmir’in Konak ilçesi Karataş semtinde Mithatpaşa caddesi üzerinde iki katlı eski tarihi bir rum evinde dünyaya gelir, İlk filminde şair, senarist ve yönetmen Orhon Murat Arıburnu ile gerçekleştirdiği çalışmanın ardından, ikinci filminde Türk Sineması’nda Geçiş Dönemi’ni bitiren ve Sinemacılar Dönemi’ne giriş yapıtı olarak kabul edilen Ömer Lütfü Akad’ın Kanun Namına filmiyle büyük ün kazanır. Yaşamının ilerleyen dönemlerinde resim çalışmalarına ara ara devam etse de sinema artık birinci önceliği haline gelmiştir.
Ömer Lütfü Akad ile 1950’lerde İngiliz Kemal karakterini oynayarak İngiliz Kemal Lawrense Karşı, Katil, Öldüren Şehir, Vahşi Bir Kız Sevdim, Kardeş Kurşunu filmlerini, Atıf Yılmaz ile Şimal Yıldızı, Osman Seden ile de 1957’de Bir Avuç Toprak filmini yapan Işık 1959 yılında Hollywood’a giderek şansını bir de orada denemek ister. Fakat buradaki filmlerde çalışamaz. Bunun nedeni sorulduğunda da : Benim gibi orada 5000 kişi sıra bekliyor. Ayrıca çok da marifetleri var. Zıplayıp havada iki takla atıyorlar. Hem de ana dilleri gibi İngilizce konuşuyorlar. Bize orada ekmek yok. diyerek açıklayan Işık, 60’ların başında Vedat Türkali’nin senaryosunu yazdığı Otobüs YolcularıYeşilçam‘a dönüş yapar.
Acı Hayat, 1962 yapımı siyah-beyaz yönetmenliğini Metin Erksan’ın yaptığı Türk filmi. Aşk hikâyesini anlatan film, özgün sinema diliyle, Türk sinemasının en önemli klasiklerinden ve dönemin baş yapıtlarından sayılmaktadır.Film yabancı film seyircisinin de ilgisini çekmiş, adına Şan Sineması’nda yapılan galada toplumun her sınıfından izleyicinin izlediği bir filmdir. Köy filmlerinden büyük kentler konulu temalara geçiş yapan yönetmen Metin Erksan’ın dönemi içinde hasılat rekorları kıran ‘kara sevda’ konulu film denemesidir. 55 iş gününde tamamlanan ve Ali Uğur’un görüntüleriyle şiirsel bir atmosfer taşıyan film, bir tutkunun yanı sıra sınıfsal çelişkileri de beraberinde getiriyor. Ve günümüze kadar yapılan aşk filmleri içinde en iyilerinden kabul edilir.
Filmin kapağında yer alan Aşkların en büyüğü, ıstırapların en korkuncu, kaderin en acısı ve Yıllarca unutulmayacak bir film ifadeleri yapıta olan güvenin bir göstergesidir.
Aslan Yürekli Kabadayı
Senaryo, Mike Spillane’in The Deep adlı romanından uyarlanmıştır (Özgüç, Ansiklopedik Türk Filmleri Sözlüğü, 237).
Yapımı : 1967 – Türkiye
Tür : Polisiye
Yönetmen : Memduh Ün
Oyuncular : Ayhan Işık , Sevda Ferdağ , Altan Günbay , Ayfer Feray , İsmail Yavuz Selekman
Senaryo : Memduh Ün , Halit Refiğ , Bülent Oran
Yapımcı : Memduh Ün
Film Özeti:
Filmde, öldürülen arkadaşının intikamını almaya çalışan eski bir kabadayının hikâyesi anlatılır. Kabadayılık yapan Kara Haydar ile Abdullah, Beyoğlu’nun haracını toplamaktadırlar. Kurdukları çeteyle birçok suça bulaşırlar. Haydar, bir süre sonra yaptığı bu pis işlere tövbe ederek İstanbul’u terk eder. On yıl sonra Abdullah bir cinayete kurban gider ve bütün mirasını Haydar’a bırakır. Haydar arkadaşının katilini bulmak için geri döner. Çetenin tekrar başına geçer ve suçluyu aramaya başlar.